29 Ekim 2018 Pazartesi

Süper Lig 10. Hafta Notları


BURSA - ALANYA


- Sakho'dan yoksun Bursa, Alanya'yı resmen domine etti. Maçın yıldızı Latovlevici oldu. İlk bakışta tuhaf gelebilir, normal. Bursa'nın kazanması bekleniyordu ama bunun sıkıcı bir maçın sonunda olması gerekiyordu. Stancu ve arkasındaki Burak - Tunay - Lato üçlüsüyle böyle bir oyun, iyi iş.

- Vagner Love Alanya'ya ilk geldiğinde gol atamadığı için onu bir hocaya okutmuşlardı. Şimdi buna benzer bir durum Papiss Cisse için gerek. Onun derdi gol atamamak değil, sahaya çıkamamak. Cisse'nin olmaması, Bobo'nun olması ve Alanya'nın kağıt üzerinde olmasa da fiilen 10 kişi oynaması demek. Bobo şu an 6 maç, 0 gol, 0 asist ve 0 umut. Cisse'nin sahadan bir dakika bile uzak kalmaması gerekiyor.

- Aybaba, takımı güzel çeviriyor, tebrik etmek lazım. Lato'dan maç çeviren oyuncu çıkardı, geçen sene bu zamanlar tribün protestosu yüzünden kariyeri bitse hayır demezdi. Bizim ligde açıkken vasat olup beke geçince kariyerini canlandıran Caner, Ömer, Eren Albayrak gibi örnekler vardı ama Latovlevici bunun tersini yaptı. Bu ne kadar sürer bilinmez ama şimdilik iyi iş çıkarıyor.

- Alanya'da tempo ve coşku eksik. İki yıldır ligin en eğlenceli takımlarındandı ama artık Love ve Akbaba yok. Cisse yokken Fernandes de etkili olamıyor, mutlaka bir alternatif plana ihtiyaçları var.

ERZURUM - KASIMPAŞA



- Bu maçın yıldızı, Arda Kardeşler ve VAR odası oldu. Biri muallak biri yanlış toplam iki penaltı ve birinin sonucu atılan Egemen. 60 yaşındaki insanlar bile teknolojiyi gayet güzel kullanıyor, bizim hakemler VAR'dan doğru karar veremiyor. Teknolojiyi kötü kullanımla kötüleyebilirsiniz ama engelleyemezsiniz, bunu birisi hakemlere söylemeli.

- Maç 1-1 bitti ama toplam 32 şut ve yüksek tempo vardı. Erzurum'un iç saha maçları ilginç şekilde güzel geçiyor ama sadece 4 puan alabildiler. Tempo, direnç tamam ama kalite sorunu olunca bir yerde tıkanıyorsunuz. Bu durum uzun sürünce de küme düşüyorsunuz zaten. Devre arası, geçmiş yıllardaki Vleminckx, Edinho, Gekas tarzı bir hamleye; yani iyi bir tecrübeli forvet takviyesine ihtiyaçları var. En elzemi bu.

- Diagne bir penaltı gol, diğerini tribüne attı. Kasımpaşa tam kadro çıkmasına rağmen Erzurum'un temposuna zaman zaman yanıt veremedi, onlar için en büyük soru işareti de bu. Bu maç özelinde bunu coğrafi şartlara yoralım ama lig sertleştikçe alternatifsiz kadro başlarına iş açabilir. Yine de beraberlik bu şartlarda iyidir, kaybetmemek de bir alışkanlık.

KONYA - BAŞAKŞEHİR


- Başakşehir, peş peşe ikinci maçını 1-0'la kazandı. Son 6 maçta 1 gol yediler ama son 5 maçta da 3 gol atabildiler. Emre yokken üretimde benzin ışığı yanıyor, havalar ve zemin biraz daha zorlaştığında rölanti fayda etmez, araç yolda kalabilir. Böyle sıkıntılı oyunlara ve skorlara rağmen lider olmaları da ligin ve üç büyüklerin özeti.

- Konya bu yıl ilk kez gol atamadı. Birkaç şans buldular ama Başakşehir kilidini açacak boyutta değil. Skubic hala 1 asistte, ona duyulan ihtiyaç; özellikle bu tip ciddi maçlarda daha da fazla. Yatabare - Jahovic ikilisine tekrar dönülmüşken, daha çok servis imkanı var. Bunu kullanmalı Konya.

ANTALYA - TRABZON


- "Doukara'sı olan düşmez." Geçen sezon devre arasında gelip 6 gol 6 asist yapmıştı, bu sezon da 4 gol 2 asist. 2018 model Gekas ama daha güçlüsü. Ceza sahası dışından da gol atabiliyormuş, bu hafta gördük. Emekli olsun burdan.

- Karaman'ın Yusuf - Olcay kenarlı 4-4-2'si, ciddi deplasmanlarda zorlanır demiştik. Yetenek güzel ama devamlılıkla dengesi bulununca. Antalya yine toptan kaçtı (%43) ama heyecan verici anların çoğu da onlardan geldi. Özellikle Yusuf bu kadar formsuzken iyi çıkan takımlara karşı Kucka yaması iyi olabilir. Sosa kanatta da oynayabilen bir oyun kurucu, bunu birileri söylemiş olmalı Trabzon'da.

- Antalya kimliğini oturttu artık, ters gelmeyecekleri takım neredeyse yok. Kenar katkısı olmadan iyi iş çıkarıyor Bülent Hoca. 10 haftada 17 puan yaptılar, böyle giderse ilk yarı sonunda rahata ermiş olurlar.

KAYSERİ - SİVAS


- Sivas topu (%58), Kayseri maçı aldı (2-0). Ertuğrul Sağlam son 5 maçtan 1 puan gelince dört stopere dönüp vidaları iyice sıktı, skoru almayı da başardı. Robinho, Kılınç ve Muhammet hiç alan bulamadı, Kayseri bir korner ve bir penaltıyla maçı aldı. Tam bir öğleden sonra kısır geçen Anadolu deplasmanı canlanmış olmalı gözünüzde. Çünkü maç öyleydi.

- Chery, penaltıdan da olsa saymaya devam ediyor. 4 gol oldu. Sezon başı takım daha üretkenken 10-15 arasına çıkar diyordum ama bu şartlarda 4 gol de 10 gol değerinde Kayseri için. Kurudular resmen.

- Robinho, Bursa maçını tek başına alınca bir illüzyon oldu ama destek şart. Tamam adam harika ama ligin sertliği, özellikle de deplasmanda buna her zaman izin vermez. Kone'nin sıkıntısı ne bilmiyorum ama Sivas onu arıyor, ileride biraz fiziksel dirence ihtiyaçları var. Douglas da hiç işlemedi bu maç.

MALATYA - GALATASARAY


- Galatasaray'ın maç kadrosu 19 kişiydi, 6'sı altyapıdan. Sakat olan 7 oyuncu da normalde ilk 11 çıkabilecek isimler. Hafiften Türkiye Kupası görünümüne döndüler mecburiyetten.

- Sağda Mariano - Linnes, ilk kez beraber oynadı. Etkili değildiler ama delinmediler. Klasik iki bek oyunu. Ama Linnes çıkıp Mariano beke geçine Malatya için yemek zamanı geldi. Ahmet - Mariano sağ savunmasının fazla dayanamayacağını bilmeyen yoktu sanırım, Linnes çıktıktan 10 dakika sonra balans tamamen bozuldu ve penaltı doğdu. Buna şaşıran olmamıştır.

- Ahmet Çalık napıyor? Gerçekten merakımdan soruyorum, yanlış anlaşılmasın. Zira futbolla pek ilişkisi yok. 18 yaşındaki Ozan sorumluluk alıyor, açıkları kapatıyor, her yere yetişmeye çalışıyor (penaltı da bunun sonucu) ama Ahmet'in tek yaptığı yer kaybetme ve hatalı paslar. Bir daha oynamaması hem kendisi hem de Galatasaray için en büyük iyilik olur. Gözden uzak olursa kiralanması kolaylaşabilir, oynadıkça batıyor.

- Terim, Ahmet'i alıp Donk'u ortaya alınca, o ana kadar işleyen tek yer olan tandemi de bozdu. Malzeme kısıtlı ama bu durum imkanlar ölçüsünde maksimumu yapmak için engel değil. Zaten karmakarışık olan takımı birlikte tutan tek çiviyi de sökmek pek akıllıca değildi. Kulübeden Celil veya Atalay hamlesi yapılabilirdi Belhanda yerine. Kulübedeki gençlerin herhangi birinin oyuna Ahmet'ten daha kötü etki etmesi imkansız. Hatta profesyonel futbolcu olmuş kimse bunu başaramaz. 

- Sinan bitmiş, tribün tepkisi üç vakte geri döner kendisi için.

- Malatya bildiğiniz gibi, yine kapandı ve Ahmet - Mariano ortaklığıyla da galibiyeti aldılar. Galatasaray'ın yeni deplasman fobisi hayırlı olsun.

FENERBAHÇE - ANKARAGÜCÜ 


- %7 gole çevirme oranı? 15. olmaya çok şaşırmamak gerek.

- 37 faul, 9 sarı kart ve bunların 7'si ikinci yarıda geldi. Özellikle ilk yarı Benzia'ya kartlık 3 faul yapıldı ama Hüseyin Göçek sadece faul verdi. Kendisi evde otursa böyle bir maçı izler miydi, sanmam. Peki bize niye izletti? Sistematik sertliğe dur diyin artık, yeter.

- Cocu gitti, beklenen son. Giderken de buralarda uzun süredir görmediğimiz taktiksel facialara imza attı. Başlangıçta sol ön Köybaşı ve üçlü savunmada Hasan Ali tercihi? Dakika 60, maç 0-1, işler dönebilir ama Sedat - Djedje orta alanı dikte ederken Jailson'u orada tek bıraktı. Çok forvetle çok gol atılır olayını 2005'te bitirmemiş miydik? Sonra maç koptu, penaltı + kırmızı kart, 0-2, protestolar ve nihayet 0-3. Nasıl derler, resmen çorap söküğü. 

- Devrim diye yola çıkıp Kocaman, Topal, Josef gibi sıkıcılığın imgesi olmuş profilleri özletmek çok trajik. Cocu gitti ama bu yapıyı kuran Comolli orada. Bir yanlış yapı daha kurmayacağının bir garantisi var mı? Eğer bu sefer yapıyı o kurmayacaksa orada durmasının bir anlamı var mı? Ali Koç, taraftara gereğinden fazla kulak verdi ve şimdi geri dönemiyor. Futbol sahası bambaşka bir yer.


AKHİSAR - GÖZTEPE


- Maçın başında Josue attı, kalan 87 dakika başka gol olmadı. AKhisar maç önü senaryo yazsa, en iyi ihtimal olarak bunu düşünürdü.

- Göztepe hiç geniş alan bulamadı, pozisyon için kalabalığı delmeleri gerekti ve bu da skorlarına direkt yansıdı. Akhisar, maçı son 15 dakikada koparabilirdi ama Lopes'e eşlik edecek oyuncu bulamadı.

- Sevilla hezimeti sonrası 4 değişiklik iyi etki yapmış ama kadro hala çok zayıf. Deplasmanda birkaç puan fena olmazdı. (5 maç 0 puan)

- Göztepe kazansa, averajla Beşiktaş'ın arkasında 5. sıraya çıkıyordu. Bu haftaki fikstürü düşününce, ilk 3'e kendilerini atmaları çok olasıydı. Avantaj kaçtı.


BEŞİKTAŞ - RİZE




- Pektemek, 3.5 yıl sonra ligde ilk 11 çıkıp biri topukla 2 gol attı. Neler oluyor hayatta.

- Genk maçı protestolarından sonra işler hassas bir noktaya gelebilirdi ama maçın gidişatı buna engel oldu. 4-1 güzel skor ama Rize 10 kişiyken bile oyuna ortaktı, daha organize pas yapıyordu. Rize 9 kişi kalınca bile Beşiktaş sadece sağdan Quaresma ile orta yapıyordu. O da 3 asistle bitirdi maçı. 

- Beşiktaş'ın oyununda 4 günde bir iyileşme olmamış. Başakşehir maçında Quaresma da yokken nasıl bir plan olacak bakalım.




HAFTANIN OLAYLARI


- Ligde artık yabancı hoca kalmadı. Sezon başlarken sadece Susic ve Cocu vardı, şimdi herkes yerli. Bu durum ne kadar iyi, futbol için ne kadar ilerletici düşünmek gerek. Yaklaşan yabancı sınırına önden hazırlık yapılıyor.

- Antalya ve Ankaragücü şu an 5 ve 6. sıraları almış durumda. Kendilerinden daha geniş imkanlı takımlara rağmen sonuç almanın bir yolunu bulmuş gözüküyorlar. Ligi ilginç kıldıkları kesin.

- Fenerbahçe'nin bu haftayı 17. kapatma riski var. Başkası olsa memlekette isyan çıkardı ama Ali Koç'un hatrına şu an isyan yok. Yine de süratle düzelme şart, burası Türkiye nihayetinde.

- Josue'nin golü. 


- Mustafa Pektemek.




11. HAFTAYA BAKIŞ




- Kışa giderken harareti artıracak bir hafta sonu geliyor. Arena'da Tudor ve Advocaat'lı maçtan sonra en tatsız derbi bu olabilirdi ama işler değişti. Cocu'nun gidişi, muhtemel yeni hoca, ihalenin artık oyuncularda olması takımı ateşleyebilir. Galatasaray'da 7 sakattan kaçının döneceği önemli ama Serdar, Fernando ve Onyekuru en acilleri. Selçuk ve Sinan'ın kulübenin en sonundaki koltuklara oturması ve Ahmet'in kulübeye dahi girmemesi gerekiyor.

- Son yıllarda Avcı, Güneş'i zorlanmadan alt ediyor. Emre yokken Başakşehir pıhtılaşmış bir oyun oynuyor ve Pepe dönerse bu sefer kilidi açmaları daha zor olabilir. Atiba'yla ikisi maçı belli bir derecede tutacaktır ama golü kim atacak merak konusu.

- Kasımpaşa - Antalya çok zevkli olur, cumartesi öğlen vakit geçirmek için çok ideal. Fenerbahçe kaybederse, Akhisar - Erzurum'un skoruna göre birisi üste çıkıyor. Alanya - Malatya, cuma iş çıkışı köprü trafiğini andırıyor. Ankaragücü - Kayseri maçında topa kim daha az sahip olmayı başaracak, bunu görmek istiyorum. Trabzon - Bursa ve Sivas - Konya maçlarında hiçbir skor şaşırtmaz ve Göztepe'nin bu hafta kazanması gerek.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Blogda Ara