1 Ekim 2018 Pazartesi

Süper Lig 7. Hafta Notları


GALATASARAY - BB ERZURUM


- Akhisar sorası ve Porto öncesi en uygun maç bu olurdu sanırım Galatasaray için. Gerçi bu da zora girdi.
- Feghouli yaşıyormuş, bunu bilmek güzel. Oynamasına kendisinden çok Mariano’nun sevindiğine eminim, adam kendi standardına yaklaştı nihayet. Slogan belli, ‘no Sinan yes Mariano.’
- Duran top dışında öne geçememek nereye kadar? Eren ve Emre’nin de sakatlıklarıyla baskı ve incecilik daha da sınırlandı. Artık daha fiziksel, daha kontra günler geliyor gibi.
- Erzurum’un o kadroya rağmen hoca değiştirmesi müthiş absürt olay. Malzemeye oranla epey iyi oynatıyordu Mehmet Altıparmak. Bunlar yanlış şeyler.
- Porto maçında neler olur bilinmez. Göbekte Donk – Fernando fizikselliği ama önde Garry ve Henry hızı. Belhanda sanırım 1.5 yıldır ilk kez bu kadar önemli. Ndiaye, Eren ve Emre de yokken başka bir alternatif şansı bile yok.

ALANYA - AKHİSAR

- Alanya 4 maçtır kazanıyor. Papiss Cisse 4 maç 3 gol. Bobo’dan erken dönüş, ortaya Ceyhun ilavesi, kenarda da Efecan katkısı derken tam Mesut Bakkal takımı oldular. Efecan şu an 4 asistte, böyle giderse Haziran’da spor basınının yeni Akbaba’sı olur.
- Yalnız bu galibiyet serisinden önce bir maç daha kaybedilse Maniatis – Ceyhun – Sackey üçlüsüne Ayman da eklenecekti sanırım. Ziya Doğan, Alanya maçlarını bu üçlü için kaçırmaz.
- Seleznov döndü, Alanya 20 dakika 10 kişiydi ama Akhisar yine de çeviremedi maçı. Galatasaray’ın deplasman yetmezliği, Trabzon’dan sonra Akhisar’ı da makyajlamıştı, Alanya bir tas suyu çarptı yüzlerine. Yumlu – Caner tandeminin şimdiye dek takımı ligde tutması bile büyük olay. Yedekte de Dany var, C4 gibi ekip.

TRABZON - KASIMPAŞA


- Trabzon bu sene attığı kadar şanslı olacak demiştik. Pereira olmasa gerçekten Akhisar tadında savunmaları var. 2-0 geriye düştükten sonra kontradan farkın artmaması bunu kesinlikle örtmez.
- İç sahada baskı tamam ama deplasmanda Burak – Rodallega beraber, üstüne Yusuf ve Abdülkadir de varken nasıl olacak? Başka türlü de üretim süreklilik kazanmıyor, bu ikilem çok sürprizler yaratır Trabzon maçlarında. Burak veya Rodallega’dan birini bu formlarıyla kenarda oturtmak da ne bileyim, zor.
- Kasımpaşa, şu görüntüsüyle Hollanda Ligi’nde olur. Hücum olsun, tempo artsın, kontrol oyunu çöpe gitsin güzel de maç başına 16.3 şut geliyor kaleye. Ligde bu alanın en kötüsü Kasımpaşa. Son 3 maçta 10 gol boşuna yenmiyor haliyle. Kemal Özdeş orayı iyi toparlıyordu ama o malzemeyle en fazla bu puan olurdu. Savunmacı bir hoca gelip anlayışı kökten değiştirse de risk var, çok ciddi zar attı yönetim.

BEŞİKTAŞ - KAYSERİ


- Beşiktaş, Kayseri maçında 16 orta yaptı. Böyle bakınca normal geliyor ama bu rakam sezon ortalamasının yarısı. Atiba’nın sakatlıktan dönmüş 35 yaşındaki hali bile topu yere indirmeye yetti. Tabi bunda Caner’in olmaması da etkendi. Love da bu oyunda nispeten daha istekli ve etkili gözüktü. Düşünülenden yine epey uzak, orası ayrı.
- Ertuğrul Sağlam, Gökhan’ı her fırsatta geçen Bilal’i Medel’in karşısına neden aldı anlamadım. Kafa karıştırmak istedi ama kendi takımının bilinci gitti. Kayseri ikinci yarı hiç tehdit edemedi.
- Kayserispor, Fenerbahçe’yi yendikten sonra 4 maç 1 gol 1 puan, son 3 maçta da gol yok zaten. Baş aşağı düşüş için bu sefer ligin ikinci yarısını beklemediler, hakikaten istikrarsızlıkta nirvanadalar. Chery de asidi kaçmış kolaya döndü, yazık.
- Atiba Beşiktaş’ın hala en önemli oyuncusu. Sakatlıktan dinç döndü ama sezon sonuna kadar ne kadar istikrarlı gider bilinmez. Son iki sezonun sonlarında ciddi anlamda benzini bitmişti.

SİVAS -BURSA


- Sivas bu sene ilk kez gol yemedi, onda da ilk galibiyeti aldı. Galibiyetin bütün primi Robinho’ya verilebilir, haksızlık olmaz.
- Bursa, Stancu’dan Sakho’ya geçince üretkenliği artar dedik ama tek mevkiyle açıklanamayacak bir kısırlık var orada. Bir de Furkan’ı ikinci yarı kenardan getiriyor Aybaba. Maç sonu da kadro dışı bıraktı. Enteresan işler.
- Yusuf Erdoğan, 21. Dakikada oyuna girdi, maç sonu kadro dışı kaldı. Kariyerinin tek maçlık özeti.
- Maçta orta sahalar Medjani – Rybalka – Hakan / Aytaç – Badji – Saivet şeklindeydi. Gerçi Saivet 21’de çıktı ama anlayış değişmedi. Bu düğümü ve kargaşayı ancak Robinho’nun yeteneği çözerdi, öyle de oldu. Primi kesin hak ediyor ya.

GÖZTEPE - KONYA


- Duran top dışında açılmayacak maç, kornerden Jerome’nin kafasıyla açıldı. Öğleden sonra, yağışlı hava, iyi tribün derken İngiltere havası geldi ekrandan. Premier Lig değil de Championship diyelim, o da olumlu.
- Yasin şu an 7 maç, 4 gol 2 asist. Göztepe’nin 9 golünün 6’sında (%67) direkt etkisi var. Sezon sonu bir İstanbul seferi daha yapar mı diyordum, neyseki Aziz Yıldırım başta değil. Şaka bir yana tam seviyesini buldu, iyice gole oynamazsa iki kategoride de 10’u görebilir. Tam onluk ortam.
- Göztepe hafiften bir Ligue 1 takımı gibi. Atletik bekler, güçlü stoperler, hızlı kanatlar, önceliği savunma olan diri orta sahalar ve bu profile uygun, fena olmayan siyahi bir forvet. Öne geçtikleri her maçta çok ciddi şansları olur, son 3 maçta da bunu gördük. 9 puan.
- Skubic 7 maç 0 gol 0 asist! Konya’da kırmızı alarm için etli ekmek üretilmemesinden başka tek senaryo bu olabilir. Jahovic de kulübeye gelmişken tüm yük Yatabare ve Ömer Ali’de. Uzun vadede sürdürülemez durum bu.
- 2019’a giderken Selim Ay – Uğur Demirok tandemi de biraz tuhaf değil mi? Yabancı sınırı 5’e falan düşse hadi bi derece. Orada çok eksik Konya.
- Yabancı sınırı gelirse Ömer Ali en az 5 milyon Euro. Bu durum iyi mi kötü mü siz karar verin.     

RİZE - FENERBAHÇE


- Jailson – Topal ikili, bekler Hasan Ali ve Şener, Aatıf yine sahada. Devrim denen şey, son 2 sezondaki kötü filmlerin devam çekiminden başka bir şey değil şu ana kadar.
- Rize 12 dakikada 3 gol attı. İlkinde akan oyunda soldan Uslu kesti, arka direkte Muriqi vurdu. İkinci gol Aminu’nun 50 metrelik koşu ve tek vuruşluk kontrası, üçüncü de kornerde Samudio. Bu durum Rize’nin baskısından çok, Fenerbahçe defansının gol yeme repertuarı gibiydi. İkinci yarı farkın artmaması sürpriz oldu.
- Roman – Reyes, ligin en yumuşak ikilisi olabilir. Venlo’da iyi olurlar bak.
- Fenerbahçe’de defolar öyle çok ki, notlardan çok detaylı bir yazı gerek. Özetlemek gerekirse, maç 3-0’ken Topal ve Jailson hala beraberdi. Pozisyonları değişse de elbette etkileri değişmedi.
- Samudio cidden iyi adam. Kontraya yatkın gibi ama kornerde de vurdu kafayı, maç karnesi de 1 gol 1 asist. Okan Buruk’un elinde daha çok istatistik yapar böyle. (En son Chery’i böyle övdüm, sonu benzemesin)
-Aminu, Anadolu takımları için dünyanın en iyi kanat oyuncusu sanırım. Boldrin’i de giderayak iyi monte etti Üzülmez, organizasyon sıkıntısını bir nebze olsun çözmüş görünüyor. 
- Artık Hollandalı hoca gelmemesi için KHK çıkmasını bekliyorum.

BAŞAKŞEHİR - MALATYA


- Sahayı orta yuvarlağın etafından 10’ar metre açıp kesin, Başakşehir 150 puanla falan şampiyon olur. Neyse ki gol atmak için başka şeyler de gerekiyor.
- Maçta Başakşehir’in 6 isabetli şutu var, 3’ü stoperler Epureanu ve Da Costa’dan. Visca dışında hiçbir hücum planı yok sanırım burada. Her maç Sabri – Semih hattına göre plan yapılamaması ne kötü.
- Mina, 6 top çalma ve 12 uzaklaştırma. Tam 1. sınıf Anadolu takımı stoper performansı. Sadık’la beraber Adebayor’u tam da Başakşehir golü atıp baskıyı daim kılmışken oyundan aldırdılar. Rakamlardan öte bir iş.
- Boutaib bu sezon ilk golünü attı. Şu forvet hattıyla en üst ligde oynamak çok değişik bir tecrübe 
olmalı Malatya için. İzleyenler zaten hayatı sorguluyor.

ANKARAGÜCÜ - ANTALYA


- Ankaragücü, geçen haftaki mucize Erzurum maçının diyetini ödedi. Orada hiçbir şey oynamadan kazanmışlardı, bu sefer biraz oynadılar onda da Boffin izin vermedi.
- Antalya 7 maç 13 puan. Bülent Korkmaz’a batık bir kulüp, birkaç atletik oyuncu ve iyi bir kaleci lazımmış demek. İyi iş çıkarıyor sonunda.
- Doukara, Anadolu’dan emekli olur. Seneye bir Bursa yaparsa şaşırmam.
- %37 topla oynama, 6/12 şut ve galibiyet. Bu sezonki kartvizitini masaya bırakıp kazandı Antalya.
- Cerci, bu takımda oyuna 83’te girebiliyorsa ya 20 kg fazlası vardır ya da by-pass ameliyatından yeni çıkmıştır. Acilen forma girmesi lazım, El Kabir’in tek forvet olduğu takımda kendisi su gibi ihtiyaç

8. Hafta'ya bakış


- Cuma günü evdeyseniz üzülmeyin, Kasımpaşa – Göztepe maçı çoğu sulu biralı mekandan daha eğlenceli olur. Kontraya yatkın iki takım, erken golle çok lezzetli maç olur.
- Okan Buruk’a ilk iki rakibin kim olsun deseler aklına gelecekler arasında Fenerbahçe ve Kayseri de kesin olurdu. Yine kapanıp çıkabileceği bir maç, büyük takım galibiyeti sonrası gelen rehavet olmazsa Ertuğrul Sağlam’ın gidişini hazırlayabilirler. Chery’ye karşı Samudio, ikisi de gol atsın
- Cumartesi hava güzel gözüküyor, Bursa – Ankaragücü maçını izlemeniz için bir sebep yok. Erzurum – Alanya’yı da öyle, tam Mesut Bakkal’ın kilitleyip 1-0 alabileceği maç.
- Antalya, Galatasaray’ı yenerse lider. Bülent Korkmaz, Doukara, Boffin, Galatasaray’ın deplasman sendromu, Porto dönüşü, eksikler vs. Burada neler olacağını kestirebilen iyi fal bakıyordur kesin.
Malatya – Sivas = Bursa – Ankaragücü  .
- Akhisar – Trabzon; hangi tandem daha kötü, gözlemlemek için süper fırsat. İkisinde de çabuk çıkabilen adamlar var, savunmalar standart bile oynasa çok eğlenceli olur o maç.
- Beşiktaş, orta yapmayı tam zamanında bıraktı çünkü Konya ligin maç başına en çok hava topu alan ikinci takımı (24.1) Göbekte Selim – Uğur – Ali üçlüsünden ikisi varsa yerden oynamak zaten en mantıklı yol. Doğru planda kayıp yapmaları sürpriz olur.
- Pazar akşamı Kadıköy’den çıkacak skora göre spor kanallarındaki kırmızı bantlı yazıları çok merak ediyorum. Fenerbahçe kazanırsa pansuman olur ama beraberlikte bile kanserli görülen uzuv kesilir muhtemelen. Fenerbahçe ligde şu an top çalma ve top kesme konularında sondan ikinci sırada yer alıyor. Başakşehir’in nispeten az şutlu ama ligin en çok topa sahip olan oyunuyla kondisyonları nereye kadar yeter bilinmez.    

Bu Blogda Ara